Okulların açılmasına kısa bir süre kalırken, Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Kln. Psk. Mehmet Dinç teknolojinin aşırı ve kontrolsüz kullanımına karşı aileleri uyardı. Çocukların ve gençlerin ekran karşısında çok fazla zaman geçirdiklerini belirten Mehmet Dinç, “0-3 yaş grubu ekranla tanışmamalı, 3-6 yaş arası 30 dakika, ilköğretim 45 dakika, ortaöğretim 1 saat ve lise çağındaki gençler ise 2 saatten fazla ekran karşısında kalmamalı” dedi.

Okulların açılmasına kısa bir süre kala bir uyarı da Yeşilay’dan geldi. Çocukların ve gençlerin ekran karşısında çok uzun süre zaman geçirdiklerini kaydeden Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Kln. Psk. Mehmet Dinç, “Televizyon sayesinde erken öğrenmeler söz konusu olduğu için erken ergenlikler, erken uyarılmalar ortaya çıkıyor. Çocuklar çocukluklarını yaşamadan yetişkinlerin dünyasına giriyorlar. Bugün ergenliğin bu kadar uzamasının en büyük nedeni bu” dedi. Ergenlik döneminin 12-13 yaşında başlayıp 18 yaşında bitmesi gerekirken, bugün gelişim psikolojisinin 9 yaşında başlayıp 30 yaşına kadar sürebildiğine dikkat çeken Dinç, çocukların ve gençlerin ekran karısında ideal kalma sürelerini açıkladı. Buna göre; okul öncesi 3-6 yaş grubundaki çocuklar için bu süre 30 dakika olarak belirlenirken, ilköğretim grubu için 45 dakika, ortaöğretim 1 saat ve lisedeki gençler için ise 2 saat.

0-3 yaş grubunda beyin zarar görüyor

Ekran karşısında kalan 0-3 yaş grubundaki çocukların, bağımlılığa dönüşmesinden ziyade, beyinlerine zarar verdiğini belirten Mehmet Dinç, “Bu yaşlarda beyin gelişimi çok hızlı ilerliyor. Bu dönemde çocukların 5 duyu organlarını aktif bir şekilde kullanmamaları veya birini kullanmayıp diğerini daha fazla kullanması beynin gelişmesinde sıkıntıya yol açıyor” dedi. Ekranla kurulan ilişkide 5 duyu organının kullanılmadığına dikkat çeken Dinç, “Göz var, kulak var ama dokunmak, tatmak, koklamak yok. Bu organlar çalışmadığı için beynin gelişmesi sıkıntılı oluyor” dedi. Burada ebeveynlere önemli görevler düştüğünü belirterek, onlara önerilerde bulunan Mehmet Dinç, “Anne-babanın görevi çocuğu yetiştirmek, hayata hazırlamak. Bebeklik döneminden itibaren çocuğun zihinsel gelişimine yönelik alternatiflerle geliştirilmeli, bu yönde yapılan çalışmalar takip edilmeli, uygulamaya geçirilmeli. Çocuğun hayatı işitsel, duyusal, hareket anlamında zenginleştirilmeli” dedi.

Hayata adapte olmakta zorlanıyorlar

Ekran bağımlılığının beynin fiziksel yapısını olumsuz etkilediğini de açıklayan Mehmet Dinç, “Mesela çizgi filmlerde görüntü 3 saniyede bir değişmesi lazım ki çocuğu ekran başında tutabilsin. Ama hayat bu kadar hızlı akmıyor. Hayat bu kadar hızlı akmazken çocuk televizyonda akan hızlı bir hayatı izleyince normal ortama döndüğünde afallıyor. Adapte olmakta problem yaşıyor. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu söz konusu olmaya başlıyor. Hayatın günlük ritmine, yavaşlığına alışamıyor çocuklar. Ondan sonra okula başlayan bu çocuklar ders dinleyemiyorlar. Normal bir ilişki kurmak istediklerinde ilişki kuramıyorlar. Her şeyden çok çabuk sıkılıyorlar. Çünkü ekranda çok hızlı geçen sınırsız bir içerik var. Gerçek hayatın kurallarına adapte olamıyorlar” şeklinde konuştu.

0-3 yaş grubu ekranla tanışmamalı

Pratik anlamda 0-3 yaş grubundaki çocukların ekranla tanışmaması gerektiğini ifade eden Mehmet Dinç, “3 yaşından sonra biz hep şuna bakarız: Süre nedir, içerik nedir? 3 yaşından sonra süre ve içeriği kontrol ettiğimiz zaman verebiliriz. 3 yaşından 6-7 yaşına kadar günlük yarım saati geçmeyen bir kullanım tavsiye ediyoruz. 3-6 yaş arasında 30 dakikayı geçmesi çocuğa zarardır. Bu kullanımdan kastımız cep telefonundan yarım saat, bilgisayardan yarım saat, televizyondan yarım saat kullanım değil tabi ki. 24 saat içinde hepsinin yarım saat kullanımıdır” diye konuştu.