İşitme engelliler için öncü çalışmalarıyla tanınan, Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Sumru Özsoy ve ekibi, TÜBİTAK ve AB destekli COST IS1006 projesinde, Türk İşaret Dili’nin geliştirilmesini amaçlayan bir çalışmaya imza attı.
Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde geliştirilen, TÜBİTAK ve AB destekli COST IS1006 projesi kapsamındaki araştırma Türk İşaret Dili’nin dilbilgisel boyutlarını saptamak ve bunun diğer işaret dilleri ile ve konuşulan diller ile ilişkisini araştırmayı amaçladı.
Türk İşaret Dili konulu çalışmaları uluslararası platforma taşıyan ilk geniş kapsamlı akademik çalışma olan TİDBİL projesiyle tüm AB ülkeleri gibi Türkiye’nin de kendine özgü işaret dili oluşturulmasının temelleri de atılmış oldu.
Türkiye’deki üç milyon işitme engellinin iletişimi, eğitimi, sosyal hayata katılımı için büyük öneme sahip olan işaret dili araştırması önemli bir boşluğu dolduracak.
Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi, Prof. Dr. Sumru Özsoy, ekibiyle birlikte TÜBİTAK ve AB destekli COST IS1006 projesinde yer alarak, ilk defa Türk İşaret Dili’nin gramer/dilbilgisi yapısını ortaya çıkaran TİDBİL araştırmasına imza attı.
Proje kapsamında, “İşaret dilleri kaynak dilbilgisi modeli: Türk İşaret Dili ışığında işaret dizgelerini betimleme ve çözümleme yöntemleri” konusunda araştırmalar gerçekleştirildi. 11 ülkenin yer aldığı COST IS1006 projesi kapsamında Türk işaret dilinin yapısı ve çerçevesi üzerinde çalışan ekip, ‘’Dilbilgisinin içindeki bilgiler ne olmalı, bu bilgiler neleri kapsamalı ve ana hatları ne olmalı’’ gibi alanlarda sunduğu önerileriyle, Türk İşaret Dili’nin dilbilgisel yapısına ve gelişimine yönelik kapsamlı bir akademik çalışmayı ortaya çıkardı.
AB destekli COST IS1006 projesinin idare kurulu üyesi ve proje yürütücüsü SumruÖzsoy’un liderliğinde, Aslı Göksel, Meltem Kelepir, Engin Arık, Derya Nuhbalaoğlu,Emre Hakgüder, Hüner Kaşıkara, Zehra Gül Yiğit ve Elvan Tamyürek Özparlak’ın yer aldığı Boğaziçi Üniversitesi araştırmacılarından oluşan ekip, TİLBİL projesiyle İşitme Engelliler Federasyonu’nun verilerine göre Türkiye’de yaklaşık üç milyon işitme engellinin en büyük sorunu olan eğitim alanındaki çözümlere katkı yapmayı amaçlıyor.
İşaret dili ve yapısı üzerine uzun yıllardır araştırmalar yapan ve dersler veren Boğaziçi Üniversitesi hocalarından Sumru Özsoy, bugüne kadar Türk İşaret Dili alanında birkaç tez çalışmasının dışında kapsamlı bir araştırma olmadığını belirterek, TİDBİL araştırmasıyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Türk İşaret Dili’ne yönelik, ODTÜ’de yapılan iki tez çalışması ve Boğaziçi Üniversitesi’nde bir yüksek lisans tezi dışında bireysel düzeyde az sayıda araştırmacının yayınladığı çalışmalar ile kısıtlıydı. Bu kapsamda TİDBİL adını verdiğimiz proje, bugüne kadar Türk İşaret Dili üzerine yapılmış ilk geniş kapsamlı proje olma özelliğine sahip. AB projesi COST’ta, her ülkenin araştırmacı ekibi kendi ülkesinde geçerli olan işaret dilinin grammer/dilbilgisel boyutlarını saptaması ve bunun diğer işaret dilleri ile ve konuşulan diller ile ilişkisini araştırması amaçladı. Biz de Türk İşaret Dili’nin değişik boyutları üzerine çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz. Bu proje kapsamında da şimdiye kadar hiç betimlenmemiş olan dil bilgisel olgularını ortaya çıkarmaya çalıştık” dedi.
Araştırmanın detayları hakkında bilgi veren Özsoy, “İşitme engellilerin kendilerini kısıtlı bir şekilde değil, tam anlamıyla ifade edebilmesi için Türk İşaret Dili’nin zenginleşmesi çok önemli. İşaret dillerinin özellikleri, ses olmadığı için el işaretleri, yüzdeki organların ve üst vücudun hareketlerinden oluşmasıdır. Bir soru nasıl sorulur, olumsuzluk nasıl yapılır, kaş kaldırma, gözlerin açıklığı, başın ileri veya geriye gitmesi gibi unsurlar işaret dilinde değişik anlamları ifade ediyor. Bu nedenle bu farklılıkların incelenerek, betimlenmesi gerekir. Biz bu çalışmada bu yönde incelemeler yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Araştırma boyunca laboratuvarımızda video çekimleri gerçekleştirdik. Bu laboratuvarda görsel boyutlarıyla dilin betimlenmesi yönünde işitme engelli bireylerle çok katmanlı çalışmalar yürüttük. Son derece ayrıntılı ve dikkatle yürütülen bir süreçti. Ana dili Türk İşaret Dili olan kişilerle çalıştık ve yaptığımız her çalışmayı onların analizleriyle doğrulattık zira en ufak bir göz kayması bile dil açısından çok anlamlı olabiliyor” dedi.
Projenin kitabı da yayınlanacak
AB destekli COST projesi çerçevesinde işaret dillerinin yapısına yol tutacak olan, 1000 sayfayı aşkın çok kapsamlı bir kitaba katkıda bulunduklarını belirten Özsoy, Türk İşaret Dili’nin de yer alacağı kitabın 2017 yılı içinde BRILL tarafından yakın bir zamanda yayınlanacağını ve herkesin erişimine açık olacağını belirtti.
Özsoy, “İşitme engellilerin eğitimden yoksun kalmasının arkasında, geliştirilebilen bir Türk İşaret Dili grameri bulunmayışı ve işaret dili bilen öğretmen eksikliği. Bir başka deyişle, Türkiye’deki işitme engellilerin en önemli sorunu eğitim. Mevcut koşullarda işitme engelli bireylerin üniversite eğitimi alması neredeyse imkânsız. Proje ile Türk İşaret Dili’nin, kuralları ve betimlemeleriyle tam bir dil yapısına kavuşturulması ve eğitimlerle yaygınlaştırılmasını sağlamayı hedefliyoruz. Üç sene boyunca sürdürdüğümüz araştırma ile, özellikle nitelikli eğitimden yoksun olan işitme engellilerin eğitim hayatına katılması için çok büyük bir fırsat yarattığını düşünüyorum.”
‘’İlk ve orta öğretimde işaret dili eğitimimiz çok zayıf’’
“Ne yazık ki Türkiye’de işitme engelli olup da LYS gibi bir sınavda başarı gösterip de dört yıllık bir üniversiteye girebilmeyi başaran bir örnek bulmak neredeyse mümkün değil. Çünkü ilk ve ortaöğretimde işitme engellilere işaret diliyle ders verebilecek öğretmenimiz ne yazık ki yok. İlgi duyup işaret dili öğrenmiş olan öğretmenlerimiz de bu dili kendi öğrencilerinden öğreniyorlar. Bunun tabii eğitime yansıması çok kısıtlı oluyor.
Ancak bazı olumlu adımlar da yok değil. Milli Eğitim Bakanlığı son iki yıldır önemli bir atılım yaptı. İşitme engelli çocuklar için ilköğretimde kullanılmak üzere Türk İşaret Dili kitabı geliştirdi. Ümit ediyoruz ki biraz daha geniş bir biçimde bu kitabın etkin kullanımıyla ki bu ancak işaret dilini çok iyi bilen, kendileri de işitme engelli olan öğretmenlerin istihdam edilmesiyle mümkün olacaktır, işitme engelli çocuklarımızın eğitimde karşılaştıkları bu sorunlu tablo iyileştirilebilir. Halen uygulanması düşünülen kaynaştırma eğitim modelinin işitme engellilerin eğitimi için yararlı olmayacağını, bilakis daha büyük eğitim sorunlarına yol açma olasılığı olduğunu göz önünde bulundurmak gerekiyor. İşaret dilinin bilinmesi, özellikle işitme engelli bireylerin diğer tüm alanlarda düşünülmesi çok önemli. Toplum olarak işitme engellilerin sorunlarının pek farkında değiliz. Örneğin herhangi bir afette duyuru sistemi bizde sesli duyuru üzerine. Deprem veya yangın gibi durumlarda genellikle siren çalınıyor. Oysa işitme engelleri de kapsayan farklı çözümlerin bulunması gerekiyor.
Boğaziçi Üniversitesi’nde işaret dili dersleri
Boğaziçi Üniversitesi’nde 2004 yılından bu yana tüm üniversiteye açık bir şekilde verilen Türk İşaret Dili dersleri büyük ilgi görüyor. Toplumsal sorumluluk çalışmaları bakımından da Türk İşaret Dili Öğretmenliği ile Türk İşaret Dilinin Türkiye de yaygınlaştırılması amacıyla eğitimler gerçekleştirilen üniversitede, BÜYEM (Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi) bünyesinde işitme engelli bireylere Türk İşaret Dili eğitmenliği yöntem kursları verildi. 2014 yılında ise Boğaziçi Üniversitesi’nde İşitme Engellilerin Eğitimi üzerine uluslararası bir çalıştay düzenlendi.