USKUMRU OMEGA-3 DEPOSU!
Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye uskumruyu Norveç’ten ithal eder hale geldi. Ancak bu yıl denizlerimizde uskumru bereketi var. Denizlerimizden çıkan uskumru adeta omega-3 deposu. Ayrıca uskumruda bolca bulunan selenyum güçlü bir antioksidandır ve bağışıklık sistemini güçlendirir, kanser riskini azaltır. Hücreleri korur ve yaşlanmayı geciktirir.
Okan Üniversitesi Gastronomi Bölüm Başkanı Yardımcı Doçent Dr. İlkay Gök, “Omega-3’ü ithal çiftlik balıklarında değil kendi denizlerimizin balıklarında arayalım. Bu yıl bolluk yaşayan uskumru en zengin omega-3’e sahip üç balıktan biri. İthal ve dondurulmuş çiftlik balıkları tüketmek yerine yerli uskumru tüketelim” diye konuştu. “Uskumru gibi değerli bir balığı küstürdük, katlettik” diyen Yrd. Doçent Dr. İlkay Gök şöyle devam etti:
Denizlerimizde uskumru bollaştı haberiyle sevindiğimiz bir ay oldu. Her ne kadar yakalanan uskumruların aslında kolyoz olduğu söylense de biz uskumrunun denizlerimize dönmesi için elimizden geleni yapmalıyız. Lezzetli olmasının yanında besin değeri çok yüksek uskumru ekonomik açıdan da büyük bir değere sahip.
NORVEÇ BALIK ÜLKESİ TÜRKİYE’YE USKUMRU İHRAÇ EDİYOR!
Uskumrusuna en iyi sahip çıkan ülkeler arasında olan Norveç, donmuş, tütsülenmiş gibi farklı işlemlerle Türkiye dahil pek çok ülkeye uskumru ithal ediyor, ülkesine gelir kazandırıyor. Norveç 2014’te 6 bin 400 ton uskumru ihraç etti. Norveç 143 ülke içinde uskumru ihracatı açısından Türkiye’nin çok önemli olduğunun farkında ve bu miktarı her yıl arttırmayı hedefliyor.
YERLİ USKUMRU İTHALİNE GÖRE DAHA LEZZETLİ
Marketlerde satılan uskumru genelde Norveç’ten şoklanmış olarak gelen “İthal Uskumru”dur. Yerli uskumruya göre biraz daha büyük olmasının yanında soğuk sularda yaşadığı için daha yağlıdır. Yerli uskumru genelde ızgara veya fırında pişirilir, aynı zamanda yılın belli aylarında yağsız olduğunda tavada da pişirilmeye uygundur. Ancak Norveç’ten ithal edilen uskumru çok yağlı olduğundan ızgara veya fırın haricinde pişirilmeye pek uygun değildir. Görünüm olarak yerli uskumruyla aynı yapıya sahiptir ama rengi biraz daha koyudur. Lezzet olaraksa yerli uskumru ithale göre çok daha lezzetlidir. Daha bol omega-3 alabilmek, en besili uskumruyu tüketmek için doğru zaman Kasım-Aralık aylarıdır.
OMEGA-3 KALP SAĞLIĞI İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Bilimsel araştırma sonuçları uskumrunun çok yüksek miktarda omega-3 içerdiğini gösteriyor. Somon, hamsi ve istavrite göre omega-3 miktarı çok daha yüksektir, neredeyse sardalyenin omega-3 miktarına yakındır. Omega-3’teki yüksek oran kalp sağlığı ve kanser gibi önemli pek çok hastalıktan korunmak için önemlidir. Yağ miktarı bulunduğu denize, türüne ve mevsimine göre değişse de yağında bulunan omega-3 yüzdesinde büyük bir değişiklik olmadığından, mevsiminde taze uskumruyu doğru pişirme tekniğiyle tüketirsek vücudumuz için gerekli omega-3 ü alırız.
ÇOCUK GELİŞİMİ İÇİN BİREBİR
Uskumru vücudumuz için gerekli vitamin ve mineralleri içerir. Yağda çözünen A, D, E ve K vitaminlerinin yanında yüksek miktarda Niyasin, B1, B2, B6, B12 vitaminleri, Kolin vitaminleri bulunur. 100 gram uskumru vücudumuzun ihtiyacı olan B12 vitaminin yüzde 145’ini, D vitaminin yüzde 90’ını ve niyasinin yüzde 45’ini sağlar. Özellikle çocukluk dönemlerinde içinde bulunan proteinden kaynaklı olarak çocukların kemik gelişiminde etkilidir. Göz sağlığı açısından bulunmaz bir nimet olan uskumru karaciğer ve akciğerin kendisini yenilemesi noktasında vücut için önemli destek verir. Ayrıca uskumru balığının içinde bulunan enzimlerin hafızayı güçlendirdiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Yapısında kalsiyum, fosfor, potasyum, selenyum ve magnezyum mineralleri yüksek miktardadır. Selenyum günlük ihtiyacımızın yüzde 63’ünü sağlar. Güçlü bir antioksidan olan selenyum, bağışıklık sistemini güçlendirir ve kanser riskini azaltır. Hücreleri korur ve yaşlanmayı geciktirir. Doku esnekliğini arttırarak ve kalp hücrelerini destekleyerek kalp ve damar sağlığının korunmasına yardımcı olur. Başta sperm üretimi ve canlılığı olmak üzere, üreme sağlığında rol alır. Vücuttaki zehirli maddelerin zararlı etkilerini azaltır ve vücuttan atılmalarına yardımcı olur. Karaciğerin faaliyetlerini düzenli olarak sürdürmesine katkıda bulunur.