15 Temmuz gecesi Genelkurmay Başkanlığı’nın önünde darbecilerin açtığı ateş sonucu şehit olan Türk Kızılayı Küçükesat Şube Başkanı Serhat Önder’in hikâyesini anlatan “Korkma Oğlum” belgeselinin galası Ankara Devlet Konukevi’nde yapıldı.
Kızılay Başkanı Dr. Kerem Kınık belgesel gösterimi öncesi yaptığı konuşmada, Serhat Önder’in inançlarını ve değerlerini her şeyin üzerinde tutarak şehitlik mertebesine ulaştığını söyledi. “O bize insanlık dersi verdi” diyen Kınık, “Serhat Önder, inançlarını, değerlerini, üstün tuttuğu ne varsa bu değerleri bizim de görmenizi sağlayarak bize insanlık dersi verdi. O en büyük emanet olan ömrü, şehitlikle sona erdirdi. Biz de zamanı gelince emaneti sahibine teslim edip, ahret yoluna göç edeceğiz. Önemli olan nerede yaşadığınız, nerede doğduğumuz değil. Önemli olan ne kadar insan olduğumuz, ne kadar kul olduğumuz” diye konuştu.
Hepimizde bir yara açtı
Kendi ailesinden birini kaybetmiş kadar üzüldüğünü belirten Kınık şöyle devam etti:
“Hepimiz bu dünyanın bir imtihan dünyası olduğuna inanıyoruz. Bu dünyada yapıp ettiklerinizin karşılık bulacağına inanıyoruz. Şehitlerimiz makam olarak da peygamberden sonra en büyük rütbeyi aldılar. Arkalarında büyük bir emanet ve hikâye bırakarak gittiler. O kimimizin eşiydi, dostuydu, akrabasıydı, hepimizde bir yara açtı gitti ama bugün Serhat’ı sonradan tanıyan biri olarak söylüyorum ki sanki kendi kardeşimi, kendi babamı, kendi oğlumu yitirdim.”
Kızılay’ın kurulduğu günden bu yana milletimizin tüm hikâyesine eşlik ettiğini de hatırlatan Kınık, “Kızılay şehit, gazi olmuş bir kurumdur. Serhat’ımız da aramızda bulunan gazilerimiz de Kızılay’ın bu kıymetli varlıklarından biri oldular. Serhat’ın cesaretine güveniyoruz. Serhatlara bu milletin ihtiyacı var. Cenabı hak bir daha bize böyle günleri yaşatmasın” dedi.
Kızılay şehidi Serhat’ın hikâyesi
Yapımcılığını Nazif Tunç’un üstlendiği “Korkma Oğlum” belgeselinin Yönetmen koltuğunda Ekrem Aydın yer aldı. Filmin müzikleri ise Yıldıray Gürgen tarafından düzenlendi. Belgeselde Serhat Önder’in hayatı anlatılarak 15 Temmuz gecesi yaşananlar ailesinin ağzından izleyiciye aktarılıyor.
Serhat Önder, “Darbe gerçekleşmesin diye uğraşacağız, kendimizi göstereceğiz” diyerek eşi ve çocuklarını da yanına alıp Genelkurmay Başkanlığının önüne gitti. Helikopterlerden açılan yoğun bombardımanın olduğunu gören Serhat, eşine ve çocuklarına “beni burada bekleyin” diyerek Genelkurmay Başkanlığının önündeki kalabalığa karıştı. Jetlerin üzerlerinden geçmesinden dolayı çok korkan oğluna söylediği son söz ise “Korkma oğlum” olmuştu.
21 Haziran 1975’de, Almanya-Nürnberg’de açtı dünyaya gözlerini Serhat Önder. Kezban ve İsmet Önder’in ilk evlatları ve ilk göz ağrısı oldu. Onunla tattılar anne-baba olma hazını. Kendisinden sonra dünyaya gelen kardeşlerine ağabeylik etti. 15 Kasım 1998’de eşi Canan ile dünya evine girdi. 1975 yılında tattırdığı anne-baba olma zevkini yaşama sırası kendilerine gelmişti ve 2000 yılında ilk evlatları, Hilal Elif’i kucaklarına aldılar. Ve ardından Aytuğ Nurettin’le 2004 yılında ikinci kez eriştiler bu mutluluğa. Çocukluk ve gençlik yıllarını geçirdiği Nürnberg’te çeşitli sivil toplum kuruluşlarında görevler üstlendi. Düzenlenen hayırlı etkinliklerin içinde de hep yer aldı.
2014 yılında Türkiye’ye kesin dönüş yapan Serhat ve ailesi için yeni bir dönem başlamıştı.
Yardımseverliğiyle toplumun aktif bir bireyi olarak faydalı çalışmalarda yer edinmeyi Türkiye’de de yine kendine görev olarak gördü. Bu görevi bu kez Türkiye Kızılay Derneği bölge sorumlusu olarak üstlendi. 15 Temmuz akşamı köyden henüz gelen annesi ile 1 saat kadar oturabildi. O saatlerde darbe kalkışmasından haberdar oldu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı ile eşi ve çocuklarıyla birlikte sokağa çıktı. Bir noktadan sonra ailesini eve geri gönderdi ve yalnız ilerledi. Darbecilerin Genelkurmay Başkanlığı önüne attığı bombanın etkisiyle vücuduna isabet eden şarapnel parçaları sebebiyle hayatını kaybetti. Serhat 41 yaşında idi. Geriye eşini, 11 yaşındaki oğlunu ve 16 yaşındaki kızını bıraktı.